“YENİ NORMAL” DÜNYADA İŞYERLERİ NASIL PLANLANACAK?
“YENİ NORMAL” DÜNYADA İŞYERLERİ NASIL PLANLANACAK?
17 Ağustos 2022

Pandeminin neden olduğu kriz nedeniyle şirketler, ofis yapısıyla ilgili her şeyi stratejik olarak yeniden gözden geçiriyor. Fiziksel mekandan, kurallara, çalışanlardan ve organizasyon kültürüne kadar her şey bir değişim altında. Bu yeni normali planlarken, iş yerlerinin stratejik tasarımla birlikte daha akıllı planlamalar yapması gerekecek.

Uzaktan çalışmanın, yaşam-iş dengesini iyileştirmek, daha az trafik ve buna bağlı olarak karbon emisyonlarında azalma gibi faydaları olduğu biliniyor. Pandemi sürecinde yeni öğrenilen ise, sanal çalışmanın verimli olmasının kritik bir faktöre bağlı oluşu. O da;insan ilişkileri.

Evden çalışma sistemi, insanlara, meslektaşlarıyla yüz yüze görüşmenin yerini hiçbir şeyin alamayacağını gösterdi. İşyerindeki etkileşimler sayesinde çalışanlar, ofis dışında da bağlı olabileceği bir çevre kurar, sosyal sermayesini geliştirir ve kişisel bağlantılar oluşturur. Ancak salgın bir anda patlak verdiğinde, herkes mevcut meslektaşlarıyla yeni bir gerçekliğe girdi.

Gensler’in 2020 ABD Evden Çalışma Anketi’nden elde edilen verilere göre, insanların ofise dönmek istemelerinin birincil nedeni de tam olarak bu. Diğer insanlarla etkileşim kurmak, entelektüel ve sosyal paylaşımda bulunmak.

Soru şu; işyerinin geleceği, ofis ortamının getirdiği toplum temelli unsurlar ile uzaktan çalışmanın faydalarını dengeleyecek şekilde nasıl inşa edilebilir?

Artık amaç ofisin amacına odaklanmak olarak görülüyor. Tasarımcılar, ofisin rolünü etkileşim, ilham ve insan ilişkileri açısından bir katalizör olarak görüyor. Ofis; konukseverliği, işbirliğini ve ve alışverişi teşvik eden, ayrıca teknolojiden ilham alan bir platforma dönüştürülmeye çalışılıyor. Pandemiden önce, hibrit işyeri modeli hakkında farkındalık artıyordu. Bu model, işbirliğini, ileri teknolojiyi, serbest oturma düzenini ve aktivite temelli tasarımı öne çıkarıyordu. Aynı zamanda çalışana rahat bir atmosfer sunuyordu. Ancak geçmişte bu model, kapasitesi belli bir alanda tasarım yapılmasını gerektiriyordu ve mekansal koşullarla sınırlıydı. Son 30 yılda kişi / masa başına düşen alan miktarını sürekli olarak azalıyordu. Ancak içinde bulunduğumuz küresel sağlık krizi bu eğilimi tersine çevirdi.

Geleneksel işyeri planlaması eskiden kapasiteye dayanıyordu. Bu nedenle, bireysel odaklı çalışma için hazırlanmış küçük istasyonları maksimuma çıkarma eğilimindeydi.

İşbirliğine dayalı çalışma alanları ve diğer destek alanlarının tümü masalardan ayrı tutuluyordu.

Artık alanları masa sayısına göre hesaplamak yerine, ofis planlaması için farklı, daha ayrıntılı bir yaklaşıma ihtiyacımız var.

Masa sayısı, hala işgücünün gelişen ihtiyaçlarını desteklemek için daha çeşitli alanlar planlamada yardımcı olacaktır. Alanlara yönelik arz ve talebi gösterir. Ayrıca kişisel çalışma alanları ve toplu çalışma alanları için nasıl yenilikler getirilebileceğine işaret eder.

Ofis ana işbirliği merkezi haline geldikçe, planlama “alan bazında” bir temelden “işbirliğine dayalı” bir temele dayanacaktır. Bu, geniş bir dolaşım alanı gerektirdiğinden, koltuk başına alanın öncekine kıyasla muhtemelen% 15 ila 30 daha düşük olacaktır.

Oranlardaki nihai denge, bir ofisin mevcut alan verimliliğine ve uzaktan çalışmanın ne kadar benimsendiğine bağlı olacaktır. Ancak Gensler araştırmasının ilk sonuçlarına göre, yoğunlukta bir azalmaya yol açtığı, bu da kişi başına en az yüzde 30 daha fazla alan ve daha kaliteli bir çalışma alanı oluştuğu görüldü. Ancak tam şirket çalışanlarının aynı anda ofiste olmayacağı ve rotasyonlu bir model olacak.

Yeni ihtiyaçların ofisteki yeni alanlara öncülük etmesi bekleniyor. Çalışan deneyimini öncelikli hale getirerek, ofislerin daha güvenli, daha toplum odaklı bir ortama dönüştürülmesi ve işletilmesi planlanıyor.

Sağlık ve güvenliğe odaklanan tasarımcılar, risk senaryolarına göre açılabilen veya kapatılabilen özel ve kamusal alanlar yaratıp bu alanlar arasında esnek bir ayrım oluşturması gerekecektir. Ortak alanlar, müşteri toplantı odaları, çok amaçlı odalar, kafeler, birebir görüşme alanları gibi çeşitli bölümler hazırlanabilir.

Evden çalışırken, yemek masaları ve koltuklar ofis görevi gördü. Gerçek ofislere dönüş başladığında, çalışanlara sıcak, rahat, özelhissetirecek, motive edici bir ortam sunabilmek, önemli olacak.

Tasarımcıların işyerlerinde büyük, ortak kafeteryalar tasarlamaları, ofiste küçük mutfaklar yapmaları gerekecek veya bulundukları binalarda bu özelliklerin olmasını arayacak.

Bu alanlar insanların toplanıp yemek yemeleri için daha rahat ve daha güvenli yerler sunacak.

İşyerinin yoğunluğunu azaltmak için yapılan fiziksel değişiklikler, dolaşımı doğrudan etkileyecektir. Programlama aşamasında değişikliklerin dikkate alınması gerekecek.