Değişen ve dönüşen iş dünyasında başarılı olmanın anahtarları sürekli adaptasyon ve inovasyon. Ferko Signature managed by Assembly sakinlerinden 41 North Business School Kurucu Direktörü Yeliz Kum Ezercan’a göre buna yönelik hareket edebilmenin ön koşulu bakış açısını değiştirmek. Ezercan’dan bu bakış açısını kazandıran eğitim programlarını, kadın liderlere yönelik çalışmalarını, geleceğin liderlik anlayışını ve ofis düzeninin geleceğini dinledik.
Röportaj: Habibe Çıkılıoğlu Fotoğraflar: Mert Terliksiz
41 North Business School Kurucusu ve İdari Direktörü olmadan önce de bu alanda girişimleriniz oldu. Kariyer yolculuğunuzdan kısaca bahsedebilir misiniz?
Yıldız Teknik Üniversitesi Ekonomi bölümü mezunuyum. Devamında Middle Essex Üniversitesi’de Koçluk, Danışmanlık ve Organizasyonel Liderlik konularında yüksek lisans eğitimi aldım. Hep eğitim sektöründe ve kendi girişimlerimde çalıştım. 2010 yılında melek yatırımcıların şirketime yatırım yapmasıyla birlikte verdiğimiz hizmet kapsamı genişledi ve yeni bir marka doğdu. Alanında ilk olması nedeniyle hızla büyüyen bu girişimim ikinci bir yatırım daha aldı. 2013-2016 yılları arasında yine aynı yapıda hem kurucu ortak hem de genel müdür olarak göreve devam ettim. Uluslararası diploma ve yönetici gelişim programları sunan, Türkiye’nin ilk bağımsız İş İdaresi, işletme okulu olan 41 North Business School’u kurma hayali ile kendi kurduğum şirketten ayrıldım.
Sizi bu alanda çalışmaya iten şey nedir?
2000’li yılların Türkiye’sinde işverenin üniversiteden mezun bir gençten beklentisi ile mezunun verebilecekleri arasında ciddi bir açık vardı. Bu sorun günümüzde de hala devam ediyor. Eğitim sektörü bildiğim, deneyim sahibi olduğum ve potansiyeline inandığım bir sektördü, bu alanda ilerlemek istedim.
Öte yandan, inovasyon ve yüksek teknolojiyle dijitalleşen dünyadan kaçış olmadığını görüyoruz. Bu yarışı değişime çevik bir yaklaşımla ve hızla uyum sağlayan, geleceği isabetli öngörülerle tahmin edebilen, yeni yetkinliklere ve zihinlere sahip şirket kültürleri kazanacak. Bu sıçrama hamlesini gerçekleştirecek kişiler ise iyi eğitim almış, kendisiyle ilgili farkındalığı yüksek, yaratıcılık potansiyelini açığa çıkarabilen, yeni beceriler edinebilen, değişime hızlı adapte olabilen, etki yaratan, azimli ve tutkulu liderler olacak. Onların bu değişime ayak uydurabilmeleri için bu yetkinlikleri onlara sağlayacak eğitim kurumlarına ihtiyaç var. Ancak üniversiteler bu beklenen yetkinliklerin öğretilmesi konusunda aynı hızda adapte olamıyorlar. Dünyadaki iş okullarının çıkış noktası da bu ihtiyaç. Türkiye’de de üniversiteler ve üniversitelerin yüksek lisans programları bu açığı kapatmaya çalışıyor ama eksikler var. 41 North Business School bu ihtiyacı karşılamak üzere faaliyete geçti.
Güncel teknolojileri, global değişkenleri gözettiğiniz eğitim programlarınızdan bahsedebilir misiniz?
Okulumuzda, aralarında DBA ve Executive MBA’in olduğu derece programları ile profesyonellerin iş hayatlarına yönelik becerilerini geliştiren, özellikle inovasyon, teknoloji ve liderlik alanında kısa süreli yönetici gelişim programları sunuluyor. Grenoble Ecole de Management (GEM), 30 yılı aşkın süredir hem inovasyon ve teknoloji odaklı eğitim yaklaşımı hem de eğitim metodolojisinde ‘oyunlaştırma’ gibi uygulamalara öncülük etmiş bir kurum. Bu iş birliği ile iş dünyasına akademisyen liderler kazandırmak amacıyla, ileri düzey yöneticilere Türkiye’deki tek uluslararası işletme doktorası olan DBA programını sunuyoruz. Yöneticilerin iş dünyasına bütünsel bir bakış açısıyla bakmalarına yardımcı olmak ve kariyer gelişimlerini desteklemek amacıyla teknoloji ve liderlik konularına odaklanan Executive MBA programını ise Eylül 2019’da başlatıyoruz.
Akademik programların yanı sıra, 1970’de kurulan ve Financial Times sıralamasında dünyanın en iyi 10 lider yetiştirme okulundan biri olan Center for Creative Leadership (CCL) iş birliğinde sunduğumuz yönetici gelişim programlarıyla, geleceğin liderlerine yeni çağın yetkinliklerini kazandırmayı hedefliyoruz. CCL’in iki gün süren dünyaca ünlü lider gelişim programı Lead4SuccessTM eğitimini Türkçe olarak Türkiye’deki yöneticilerle buluşturuyoruz. Bu eğitimde dört ana noktaya odaklanıyoruz; kişisel farkındalık, öğrenim çevikliği, iletişim ve etki. Gerçek liderlik örneklerini kullanarak katılımcının kişisel etki alanını genişletmesine, etkin ve yapıcı geri bildirimler verebilmesine, aktif dinlemede ve kurumsal kavrayışlarında daha başarılı olmasını sağlayan program, lider ve lider adaylarına yatırım yapmak isteyen şirketlerin kaçırmaması gereken bir eğitim.
Almanya’nın Allianz, Deutsche Bank, Siemens, Mercedes-Benz gibi dünya devi şirketleri tarafından iş dünyası ve akademiyi buluşturmak amacıyla kurulan ve Almanya’nın en iyi; Avrupa’nın ise 13. iş okulu The European School of Management and Technology (ESMT Berlin) ile Türkiye’nin ilk küresel sertifikalı “Digital Excellence Post Graduate Certificate for CxOs” programını da Şubat 2019’da başlatıyoruz. Türkiye’de uzun zamandır konuşulan fakat nasıl aksiyon alınacağının netleşmediği, dijitalleşme alanındaki bu ihtiyacı karşılayacak dijital dönüşüm programı, ESMT’nin ve Türk akademisyenlerimizin sıra dışı eğitim yöntemleriyle iş liderlerine benzersiz bir eğitim deneyimi sunacak.
Uygulamalı ve oyunlaştırma gibi yeni eğitim modelleri kullanmanızın ne gibi katkıları oluyor?
Oyunlaştırma şirketlerin inovasyon, eğitim, işe alım, değişim yönetimi gibi konularda son yıllarda hızla kullanmaya başladıkları bir yöntem. 30 yılı aşkın süredir Fransa’nın Silikon Vadi’si olarak geçen Grenoble’da kurulan GEM, inovasyon ve teknoloji odaklı eğitim yaklaşımıyla ‘oyunlaştırma’ metodolojisini eğitim dünyasına kazandıran kurum. Tüm şirketler inovatif olma yolunda çabalıyor, fakat bu bugünden yarına yaratılabilecek bir değişim değil. Öncelikle zihniyetin değişmesi gerekiyor. Bu zihniyet değişimini tetikleyen iki günlük ‘Serious Game Master’ programı, GEM’in MIT ile birlikte geliştirdiği ve ödüllü bir oyun olan ‘Tech It – A Serious game for Innovasyon’ ile başlıyor ve katılımcıları inovasyon ve teknoloji konularına aslında sandıkları kadar uzak olmadıklarını kanıtlayarak cesaretlendiriyor. İkinci gün ise diğer lisanslı oyunumuz ‘Cubification’ ile katılımcılar, problem çözme, takım ruhu ve eğlenerek öğrenme ile şirket problemlerine çözüm bularak hayata hemen geçirilebilecek inovatif fikirlerle sınıftan ayrılıyor.
Oldukça verimli ve eğlenceli geçen bu iki günün sonunda katılımcılar, bu oyunları kullanarak şirketlerin ürün ve hizmet geliştirme süreçlerinde karşılaştıkları sorunların nasıl yaratıcı bir şekilde üstesinden gelebileceklerini kavramış, inovasyon hakkında yeni bir bakış açısı kazanmış bir şekilde görevlerine geri dönüyor.
Eğitim programlarınız ülkedeki mevcut akademik programlardan nasıl ayrılıyor?
Bizi öncelikle farklı kılan özelliğimiz, programlarımızda kullandığımız eğitim metodolojilerimiz. 41 North Business School olarak eğitimcinin kürsüde yer aldığı ve yıldız olduğu tek taraflı iletişimle öğrettiği “demode” diyebileceğimiz eğitim metodu yerine; sayıca küçük grupların birbirleriyle etkileşim içinde oldukları, kişilerin birbirlerinden öğrendiği ve eyleme dayalı bir öğrenme biçimi olan ‘faaliyet öğrenme’ tekniğini kullanıyoruz. Katılımcının eğitimin odağında olduğu bu model ile eğitime katılım oranı artıyor, sınıfta geçirilen zaman çok daha yararlı kullanılarak öğrenme eylemi daha kolay gerçekleşiyor.
Ayrıca, akademik iş ortaklarımızın dünyaya akredite okullar olması nedeniyle, okulumuzda akademik olarak nitelikli bir eğitmen kadrosu esas alınıyor. Akreditasyon nedir sorusuna verilecek en kısa yanıt ise üniversitelerin verdikleri eğitim standardını göstermek için ulusal ve uluslararası bağımsız kurumlardan aldığı kalite belgesi. Dünyada aynı anda üç akreditasyona sahip çok sayıda okul bulunmuyor, bu nedenle verdiğimiz eğitim oldukça kıymetli. Buna ek olarak eğitmenlerin ne sadece iş hayatında deneyimi olması, ne de sadece akademi geçmişi olması yeterli; ideal olan bu iki unsura birlikte sahip olmaları… 41 North Business School’da hem akademiyi hem de iş dünyasını bilen, akademik unvanları olan nitelikli akademisyenlerle çalışıyor, yöneticilerle birlikte güncel iş hayatı sorunlarını çözerek geçerli ve inovatif yöntemler ortaya çıkarılmasına yardımcı oluyoruz.
Türkiye’nin iş dünyasındaki dijital dönüşümünü nasıl değerlendirirsiniz?
İş dünyası dijitalleşirken, bu dönüşüme ayak uydurmak için liderlik eğitimlerinde de farklı yaklaşımlara rastlıyoruz. Buradaki en büyük sorun, neyin yapılması gerektiğinden ziyade, nasıl ve hangi ekiple yapılacağı konusunun belirsiz olması. Dijital dönüşüm liderlerinin bu süreci yönetebilmeleri için gereken donanıma sahip olmaları bekleniyor ancak burada gerek dönüşümde kullanılacak teknolojiye hakimiyet, gerekse süreçlerin yönetimi konularında önemli eksikler olduğu göze çarpıyor. 41 North Business School olarak hedefimiz, teknoloji ve inovasyonu odağına alan unvan kazandıran derece programları ve kısa süreli yönetici gelişim programları ile dönüşüm liderlerinin ihtiyaç duyacakları bilgi ve deneyimi onlara sunmak. 41 North Business School’u tüm sektörlere ve iş dünyasına hitap eden bir akademik altyapı sağlayıcısı olarak konumluyoruz.
Türkiye’nin girişimcilik ekosistemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Emeğin değere dönüşmesi ve yaratılan bu değerin ekonomiye katılmasına imkan veren girişimcilik, ülkemizin geleceğini belirleyecek en önemli gündem maddelerinden biri. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de internet altyapısının ve teknolojinin hızla gelişmesi, girişimcilik modellerini de değiştirdi. Bu değişime paralel olarak Türkiye’deki girişimcilik ekosistemi de dönüşerek start-up adı verilen girişimleri oluşturdu. Buna karşılık, Türkiye’deki girişim ekonomisinin büyük çoğunluğunu klasik KOBİ’ler oluşturuyor. Bunların içinde gücünü teknolojiden ve inovasyondan alan, küresel ölçekte rekabet edebilecek nitelikte start-up’lar da var ama sayıları çok az. Hem nitelik hem de nicelik açısından girişimciliğin geliştirilmesi için kamu ve özel sektörün birlikte çalışması, işletmelerin inovasyon yardımıyla üretim yapmaları ve uluslararası ticaret yapabilir hale gelmeleri için desteklenmeleri, mali kaynaklara, eğitim programlarına ve danışmanlığa erişimlerinin kolaylaştırılması gerekiyor.
Öte yandan, ülke nüfusunun yarısı kadınlardan oluşurken istihdama katılımın %30’un altında kaldığı, girişimci kadın sayısının ise sadece %8 civarında olduğu gerçeğinden hareketle, bu cephede de yapılabilecek çok şeyin olduğunu görüyoruz. Kadınların sahip olduğu bu potansiyelin ortaya çıkması için toplumdaki ataerkil bakış açısının değişmesi, bu nedenle oluşan engellerin ortadan kaldırılması ama öncelikle kadınların kendi potansiyellerinin farkına varmaları gerekiyor. 41 North Business School’daki eğitim programlarını tasarlarken kadın liderlerin desteklenmesi konusuna ayrıca önem veriyoruz.
Sizce gelecekte bir liderin görev tanımında ne gibi değişiklikler olacak?
Pek çok işletme bugün büyümenin hatta hayatta kalmanın sırrının inovasyon olduğunu biliyor. İnovasyon ve yüksek teknolojiyle dijitalleşen dünyada bu dönüşüm hamlesini üstlenecek kişiler ise “güncel” eğitim almış, azimli ve tutkulu liderler olacak. İş dünyasının yeni liderlerden en önemli beklentisi değişime hızlı adapte olabilmeleri, yeni becerileri hızla kazanıp rekabette geriye düşmeden iş dünyasının yeni kurallarına uyum sağlamaları, değişime direnen ekiplerini cesaretlendirip potansiyellerini fark ettirmeleri ve hatta proaktif bir şekilde yeni kuralların şekillenmesine katkıda bulunacak vizyonu geliştirmeleridir. Ancak bu tek başına yeterli olmuyor. Liderin inandığı doğrunun peşinden tutkuyla giden iyi bir takım oyuncusu olması da gerekiyor. Bu açıdan bakıldığında profesyonellerin, bugünün ve geleceğin liderlerinin kariyerleri için yapacakları eğitim yatırımlarına önem vermeleri gerekiyor. Profesyoneller ancak bu şekilde liderlik ve inovasyon alanında kendilerini sürekli geliştirebilirler.
Programlarınızda kadın liderlerin iş hayatında karşılaştığı sorunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kadın yöneticiler, şirketler için paha biçilmez bir değer. Yapılan bütün çalışmalar yönetim kadrolarında kadın sayısı artan şirketlerin performanslarının da yükseldiğini ortaya koyuyor. Araştırmalar üst yönetim kadrosunun en az %15’i kadın olan şirketlerin, kadın yöneticilerin yüzde 10’un altında olan şirketlere göre %50 oranında kârlı olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla kadın lider sayısının artması kurumlara rekabet avantajı sağlıyor. Kadınların dişil özellikleri ve yetkinlikleriyle liderliğe yapabilecekleri ciddi katkılar bulunuyor. Ancak, kadın liderlerin önünde iki temel engel olduğunu gözlemliyoruz. Bunlardan ilki hiç şüphesiz erkeklerin önyargılarıyla mücadele etmek zorunda kalmaları. Erkek egemen bir iş dünyasında bu epey zorlayıcı bir unsur. Ancak ikincisi çok daha önemli. Kadınların kendilerini algılamalarıyla ilgili önemli bir gelişim göze çarpıyor. Birçok kadın lider, zayıf olmadığını göstermek için erkeklere özgü yönetim anlayışını benimseyerek, kendi güçlü özelliklerinden uzaklaşıyor. Oysa kadın liderler ve yöneticiler yeni çağın liderlik anlayışına doğuştan sahipler. Araştırmalar, kadınların daha yaratıcı, samimi, tutkulu, sosyal açıdan destekleyici, iyi bir ekip oyuncusu, öğrenmeye açık ve iyi bir dinleyici olduğunu ortaya koyuyor. 41 North Business School’da yönetici kadınlarımızla özellikle bu engelle ve yanlış kodlamalarla, beraber mücadele etmek üzere ‘Kadın Liderlik Programı’nı hayata geçiriyoruz. Program, yöneticilik yıllarının başından üst yönetim kademelerine gelene kadar giderek azalan cinsiyet çeşitliliğinin dengelenmesini sağlamak ve üst düzey yöneticilik aday havuzunda daha fazla kadın adayın olmasını desteklemek için kadın yöneticilere özel olarak hazırlandı. Akademik temelli, paylaşım yönetimi olarak grup koçluğu kullanılan ve kadın yöneticilerin birbirlerinden öğrenmelerini destekleyen bir program.
Programlarınızın içeriği eğitim sunduğunuz ülkelerin ekonomik, siyasi ve kültürel koşulları gibi değişkenlerden nasıl etkileniyor?
Günümüzde iş dünyası ve iş insanları küresel seviyede rekabet ediyor. Özellikle çok uluslu şirketler, faaliyet gösterdikleri coğrafi konumdan bağımsız olarak çok farklı ulustan profesyonelin ister yan yana, ister farklı coğrafyalarda aynı hedefe birlikte yürümelerini destekliyor ve yüreklendiriyor. Farklı bölge ve kültürlerden gelen iş liderlerinin, girişimcilerin, uzmanların ve yönetici koçlarının beraber ürettikleri ve sundukları küresel programlar 41 North Business School’u tam da bu noktada bir adım öne çıkartıyor. Uluslararası akademik iş ortaklarımız ve onların iş kütüphanelerinden kullanıma açtığımız içerikler, tecrübeye dayalı örnek vakalar, uluslararası akademisyenlerin bölgeye kazandıracakları vizyoner bakış açıları ile günümüz iş dünyasının içinde bulunduğu problemleri çözerek, zorluğun üstesinden gelinmesini sağlayacak iş insanları yetiştirmeyi hedefliyoruz.
Öte yandan, okulumuzun İstanbul’da faaliyete geçmesi son derece bilinçli alınmış bir karar. Zira İstanbul iş dünyası profesyonelleri için stratejik bir öneme sahip bir şehir. Buraya dünyanın her yerinden ve özellikle Avrupa’dan, Ortadoğu’dan, Türki Cumhuriyetlerden ve Körfez ülkelerinden kolayca erişim sağlanabiliyor. Türkiye’de içinde yer aldığı bölge itibariyle, özellikle iş idaresi eğitimleri konusunda ayrıca çok önemli bir ihtiyaç olduğunu da görüyoruz. Amacımız eğitimi “ithal ederek”, Türkiye, Körfez Ülkeleri ve Türki Cumhuriyetleri’nden oluşan bölgede İstanbul’u bir eğitim üssü haline getirmek.
41 North Business School, hizmet verdiği bölgenin siyasi ve toplumsal dinamiklerinden bağımsız olarak faaliyet gösteren, küresel ölçekte eğitim ve lider gelişim programları sunan bir kurum. Bölgedeki yöneticilere, Avrupa ya da Amerika’ya gitmek yerine, aynı kalite standardındaki eğitimlerini çok daha kolay ulaşabilecekleri bir lokasyonda tamamlayabilme imkanı sunuyoruz.
41 North Business School’un Assembly Buildings bünyesinde yer alma süreci nasıl gerçekleşti?
41 North Business School, Türkiye’nin ilk özel, bağımsız liderlik ve iş idaresi okulu olma özelliği taşıyor. Bizim gibi yenilikçi bir yaklaşımla iş dünyasına hizmet veren Assembly Buildings, sahip olduğumuz kurum kültürüne ve iş hedeflerimize paralel bir duruş sergiliyor. Lojistik olarak iş dünyasının tam kalbinde yer alması ise Assembly Buildings’i seçmemizde belirleyici oldu.
Assembly Buildings gibi yeni nesil çalışma ortamlarında eğitim sunmanın ne gibi avantajları var?
Assembly Buildings’in esneyebilen dinamik hizmet yapısı 41 North Business School olarak değişken ihtiyaçlarımızı, tek elden ve üst seviyede bir hizmet anlayışı ile karşılıyor. Günümüzde verilen eğitimler, geleneksel olarak anlatan ve dinleyenlerin olduğu klasik bir sınıf düzeninden çok daha yenilikçi bir yaklaşıma ihtiyaç duyuyor. Assembly’nin sunduğu esneyebilen eğitim mekanları, 41 North Business School olarak benimsediğimiz, ekip çalışması ve birbirinden öğrenmeye dayalı yenilikçi eğitim metodolojisiyle uyumlu.
Sizce ofis düzenini gelecekte ne gibi dönüşümler bekliyor?
Yapay zeka, nesnelerin interneti, artırılmış gerçeklik, 5G teknolojileri gibi teknolojik gelişmelerin iş dünyasında giderek daha çok kullanılması, iş yapış biçimlerini ve çalışma alışkanlıklarını da farklı bir boyuta taşıyacak. Daha bugünden klasik ofis anlayışının giderek terk edildiğini görüyoruz. İhtiyaca göre esneyebilen, gerek tasarım gerekse teknolojik altyapı açısından hızla değişebilen ve dönüşebilen ofislere ihtiyaç gidecek artacak. Ofislerde kablo görmeyeceğimiz, üst seviyede teknolojilerin kullanılacağı ve her yönüyle akıllı ofis binalarının revaçta olacağı bir çağa adım atıyoruz. Bu anlamda ofislerin bulut üzerinde yapılandırılan fiziki ve teknolojik altyapısı da her yerden erişilebilir ve yönetilebilir hale gelecek.
Buna ek olarak dışarıyı içeri taşıyarak, çalışanlara tüm gün steril bir kutunun içinde çalıştığı hissinden uzaklaştıran, Google ve Facebook gibi firmaların da öncüsü olduğu biyofilik yaklaşım ile ofis ortamını geliştirip, ofis tasarımlarına yeni bir üslup getirerek çalışanlarını mutlu etme çabası da yine konuşulan konulardan…Geçtiğimiz aylarda Amazon’un Seattle’da Küreler (The Spheres) adı verilen yağmur ormanı konseptli ofisini açmasıyla bu alanda tasarım yeni bir boyut kazandı.