İklim değişikliği, doğal kaynak tüketimi gibi çevresel krizler, bizi tüketim alışkanlıklarımızı ve üretim biçimlerimizi yeniden değerlendirmeye yönlendiriyor. Bireysel olarak geliştirdiğimiz tavırlar, tasarım sahnesinde üretimle birleşince, bireysellikten çıkıp daha geniş etki alanlarına yayılıyor.
Makro ölçekteki sosyal ve ekonomik dönüşümler, günümüze kadar mimarlık ve tasarım alanında bir karşılık buldu. 2018 yılının en önemli tasarım kritiklerinden biri olan Design as an Attitude kitabında Alice Rawsthorn; tasarımı farklı alanlarda aktif ve stratejik olarak kullanmaktan bahsediyor. Bugün içinde yaşadığımız dünyadaki dönüşümlerle toplumda pozitif etki yaratma konusunda hepimiz üzerimizde bir misyon ve sorumluluk hissediyoruz.
Dünyanın en kapsamlı tasarım etkinliklerinden biri olan Maison & Objet’nin Ocak 2019 teması; dönüşüm sürecinde kimlik kavramını sorguluyor ve bu sorgulama üzerinden yeni bir evrensel aidiyet konseptinin geliştiğini savunuyor. Maison & Objet ve etkinliğin global trend ajansı Nelly Rodi iş birliğiyle belirlenen Ocak 2019 teması “Excuse My French!”, kimlik ile ilgili klişe olan her şeyle kontrast oluşturmak üzerine gelişiyor. Excuse My French! kapsamında kültürel ve sosyal referanslar, bugüne dört farklı tema altında tercüme ediliyor.
Yeni dalga akımı
Çok kültürlü üretime inanan yeni jenerasyon, farklılığı kabul eden ve kutlayan yeni bir akımı simgeliyor. Moran ve Emiliano Salci tarafından kurulan Dimore Studio ve Gallery ise bu akımın günümüzdeki en önemli temsilcilerinden. Dimore, 100 yılı aşkın bir süredir Bauhaus ve diğer modernist ekollerin öncülüğünde gelişen minimalist tavra bir karşılık olarak, özellikle iç mekanlarda maksimalist stili yeniden yorumluyor. Bu akımın temsilcilerinden Pet Lamp Project ise, tasarımı sosyal girişimcilik üzerine yorumlayan, zanaat kültürünü çağdaş tasarım sahnesine entegre eden bir proje. Proje, atık pet şişeleri yerel dokuma teknikleri ile yeniden kullanıma kazandırarak dönüştürüyor.
Yeni teknoloji
New tech; yeni nesil girişimcileri temsil ediyor. Bu akımda; akıllı araçlar ve teknolojinin imkanları ile manipüle edilmiş gerçeklik üzerinden beş duyuya hitap eden konseptler ön plana çıkıyor. Olivier Van Herpt üç boyutlu teknoloji üzerinden geliştirdiği malzemeler ile çağdaş tasarım sahnesinde bu akımın en önemli temsilcilerinden. Tasarımın gerçekleştirilmesi için üretim aracı geliştirmede yıkıcı bir yaklaşım sergileyen tasarımcı, aynı zamanda insan ve makine etkileşimini tetikliyor. Aktif bir girişimci olan Benjamin Hubert ise, bu akım içerisinde “akıllı endüstriyel estetik” konseptinin temsilcisi. Hubert, akıllı ürünlerin, korkutucu bir gelecek değil; günlük yaşamımızda kullanabileceğimiz yardımcı ürünler olması açısından değişen dünyaya yapıcı üretimler kazandırmasıyla çağdaşlarından ayrılıyor.
Üretim evi
Küçük üretim evleri, geçmişten günümüze tasarım peyzajında devrim niteliğinde bir etki yarattı. Yaratıcı ürün geliştirme döngüsünün mobilya, aksesuar ve obje olarak dağılımı bu peyzajda seçici ve seçkin bir zeminde konumlanıyor. Kanadalı aydınlatma markası BOCCI bir atölyeden dünyaya açılan ve her üründe elde üretim mantığı ile farklı bir form yakaladığı artizanal sürecin en önemli temsilcilerinden. Marka, deneysel tasarım yaklaşımı ile kreatif yönetim ve zanaat arasında bir bağ kuruyor.
Farklı bir klasik anlayışı
Farklı stillerin bir araya gelmesi, beklenmedik dünyaların buluşması, dünyadaki klasik algısını değiştiren önemli değerler. Bu akımda stil; antik ve çağdaş değerlerin birleşimi olarak yorumlanıyor. Mansur Gavriel, marka stilini, perakende, web ve iletişim kanallarında deneyimletmesi açısından bu akmın günümüzdeki en önemli temsilcilerinden biri. Gavriel, bir “bucket” çanta ile başlattığı markasını, minimal net kesimler ve formlar ile sürdürürken aynı zamanda özgün bir renk paleti geliştirdi.
Nada Debs, Beyrut ve Japonya arasında yaşayan, Amerika’da Rhode Island School of Design’da eğitimini tamamlayan ve bugün çalışmaların Beyrut’ta sürdüren bir tasarımcı. Nada, globalde edindiği deneyimi yerelle birleştiren neslin bir temsilcisi. Japon kültüründen gelen dokular ve örme tekniklerini, Beyrut zanaatı ile birleştiriyor. Böylece yeni bir tasarım yapmak için yeni bir şey keşfetmeye ve dolayısıyla tüketmeye gerek kalmadan; var olan malzemeyi, referansı ve kültürel mirası kullanıp kişisel bir yorum katmak, bugün yaşadığımız çevresel ve sosyal krizlere karşılık veren tasarımcıları temsil ediyor.
2019’da Maison&Objet yılın tasarımcısı seçilen Sebastian Herkner ise iş birliği kültürünün temsilcisi. Geleneği teknoloji ve zanaat ile birleştiriyor, sokaktan öğreniyor, tasarım ve tüketim döngüsündeki hiyerarşiyi değiştiriyor.
Bu sene “Maison & Objet Yükselen Değer” ödüllerinde Çin’den genç yetenekleri göreceğiz. Çin’in tasarım potansiyelini temsil edecek genç tasarımcılar; Liu Xu, Xing Tong-He, Qu Guangci, Tom Dixon, Luca Nichetto, Neri & Hu’dan oluşan jüri ekibi tarafından seçildi.
*In-between online, mimarizm.com ve bi-ozet.com’da yayımlanmıştır.