Microsoft’tan Deutsche Bank’a kadar dünyanın en bilinen şirketleri geniş ve değerli sanat koleksiyonlarıyla adından söz ettiriyor. Biz de iş dünyasının sanat merakını masaya yatırdık.
Dünyanın en başarılı CEO’ları, ilham veren yöneticiler ya da kurdukları şirketlerle tüm dünyada adından söz ettiren iş insanları… Birçoğunun ortak noktası sanata olan merakları ve çok iyi birer koleksiyoner olmaları. Peki iş insanlarının büyük bir kısmı neden sanata bu kadar meraklı ya da çalışma alanlarında sanat eserlerinin olmasına neden bu kadar önem veriyor?
Yazı: Gökçe Yaldız
Aslında tüm bu sorular 1950’lerde ABD’nin en ünlü zenginlerinden olan Rockefeller ailesinin, Chase Manhattan Bank için çeşitli sanat eserleri satın almasıyla başlayan bir akımla cevaplanabilir. Onlarla başlayan bu hareket bugünün koşullarıyla değişerek hala devam ediyor. Günümüzde ise iş insanlarının kişisel yönelim ve merakları dışında sanat koleksiyonculuğuna ya da iş alanlarında sanat eserlerine önem vermelerinin birkaç nedeni var.
Özellikle yaratıcı sektörlerde sanat, marka değerini gösteren ve network sağlayan en belirgin aracılardan biri. Dünya sanat tarihinde yer edinmiş bir sanatçının eserinin ya da sanat uzmanları tarafından büyük değerler biçilen sanat eserlerinin bir ofiste yer alması kurumlara saygınlık kazandırıyor. Bunun dışında sanat koleksiyonerliği, kurum kültürünü ve şirket kimliğini ifade etmek için yöneticilerin tercih ettiği yöntemlerden. Şirketler; markalarının hikayesini anlatmak, şirketlerinin temel değerlerini göstermek, sosyal sorumluluk projelerini ya da başarılarını kamuya tanıtmak için sanatın çeşitli dallarından yararlanıyor. Örneğin, Microsoft 1987’den beri fotoğraf, resim, heykel ve kolaj gibi sanatın muhtelif dallarındaki sanat eserlerini çalışanları ve konukları için sergiliyor. Takashi Murakami ve Cindy Sherman gibi tanınan sanatçıların eserlerini de içeren Microsoft Art Collection dünya çapında 180’den fazla yerde gösterilmiş.
İş insanlarının sanat koleksiyonculuğunun diğer bir sebebi ise çalışma alanlarının gözle görülür bir değişimden geçiyor olması. Ofisler artık eskisi gibi koyu renklerle boyanmış duvarlar ya da çalışanların rahatlığı dikkate alınmadan tercih edilmiş mobilyalardan oluşmuyor. Hem yeni nesillerin iş gücüne katılması hem de günümüz koşullarıyla birlikte değişen ihtiyaç ve isteklerden dolayı ofis alanlarında belirgin değişikliklere gidiliyor. Örneğin, dünyanın en saygın şirketlerine yönetici yetiştiren Cass Business School’un yaptığı bir araştırmaya göre çalışanların %64’ü ofis alanlarındaki sanat eserlerinin kendilerini motive ettiğini ifade ediyor. Dolayısıyla yöneticiler ofis tasarımında ergonomik mobilyaların tercih edilmesi ya da duvarların daha açık renge boyanması dışında sanat eserlerinin kullanılmasına da özen gösteriyor. Deutsche Bank ise 70,000 sanat eserinin bulunduğu dünyanın en geniş sanat koleksiyonuyla bu durumun en bilinen örneklerinden biri.