Zamanımızın çoğunu çalışarak geçiriyoruz. İş hayatımızda örnek aldığımız yöneticilerin ofiste üstlendiği rollerse çalışma verimliliğimizi etkileyen faktörlerin başında geliyor. Peki başarılı liderlerin çalışma hayatlarında izledikleri ortak yöntemler neler?
Yazı: Aybüke Beren Kiraz
Çalışma alanında kurulan sağlıklı ilişkiler hem çalışanların hem de yöneticilerin iş memnuniyetini arttırıyor. Sydney Finkelstein’ın yaptığı araştırmalara göre dünyadaki en başarılı yöneticiler, çalışanların işini daha anlamlı kılmak ve onları mutlu etmek için belirli metotlara başvuruyor.
Başarılı liderler:
Ekipleri bir bütün halinde yönetmek yerine, bireyleri teker teker değerlendiriyor.
Başarılı bir işveren olmanın püf noktalarından ilki ekipteki bireylerin kendine özgü olduğunu unutmamak. Buna rağmen çok yoğun ve stresli dönemlerde yöneticiler ekip içinde bireylerin kendi içlerinde eşsiz olduklarını, farklı hedeflere, ilgi alanlarına ve öğrenme şekillerine sahip olduklarını göz ardı edebiliyor. Ancak bu noktada ekipteki her bireyle sağlam ilişki dinamiklerine sahip olmak ve onları nelerin motive ettiğini bilmek bir yöneticiyi diğerlerinden bir basamak yukarı taşıyor. Çalışanlarla birebir görüşmeler gerçekleştirmek, onlar için ihtiyaç halinde erişilebilir olmak sağlıklı iletişimin temel taşlarını oluşturuyor.
Aynı zamanda çalışanların kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak için onlara kişisel amaçlarını, yeteneklerini ve kapasitelerini geliştirebilecekleri olanaklar sağlamak önemli lider özelliklerinden. Böylelikle ilişki dinamikleri güçlenirken bir yandan çalışanların özgüvenleri ve işlerindeki verimlilikleri gün geçtikçe daha da artıyor.
Çalışanlarına ilham verecek amaçlar belirleyerek yaptıkları işlere anlam yüklemelerine yardımcı oluyor.
Finkelstein’ın araştırmalarına göre bugünün dünyasında maaş artışları veya bonus’lar çalışanları motive etmeye yetmiyor. Fakat bir ürünün tasarımına veya bir fikre katkı sağlayan çalışanların işe verdiği değer artıyor. Bu şekilde verimli ürünler ortaya koyarken geçirdikleri süreçten de keyif alıyorlar. Liderlerin de aynı şekilde iş ortamlarında çalışanlarını motive etmeleri, onları zorlarken geliştirecek yüksek beklentili hedefler koymaları, ilham verici konuşmalar yapmaları gerekiyor. Bill Walsh, Julian Robertson ve Bill Sanders gibi adlarını duyuran efsanevi liderlerin hepsi çalışanlarını başarıları konusunda kararlı kılacak hedefler koyuyor. İşin bir parçası olması gerektiğini ilk elden duyan çalışanların motivasyonları ve mutlulukları diğer çalışanlara oranla artıyor.
Ekiplerini dikkatle dinliyor.
Finkelstein’ın araştırmasına göre çalışanlar daha çok sorumluluk ve risk aldıklarında yaptıkları işlerde daha mutlu oluyor. Sorumluluk ve risk almada temel olan şey ise yönetici ve çalışan arasındaki sağlıklı iletişim. Proje sırasında çalışanlarının fikirlerini ve çözüm önerilerini dinleyen, onlara sorular sorarken aynı zamanda zorlayan liderler her zaman bir adım daha önde.
Amerikan Futbol koçu Walsh, maçlardan önce asistan koçları dışında aynı zamanda oyuncularla da birebir iletişim kurarak oyuncuların nabzını tuttuğunu söylüyor. Bu ortak çalışmaya dayalı iletişim sonrasında başarı oranlarının arttığını da ekliyor. San Francisco 49ers takımının üç Superbowl şampiyonluğunun da bu başarılı iletişimden geldiğini söyleyebiliriz.
Geri bildirim vermeye odaklanıyor.
2013 yılında ABD’de yürütülen “Toplum için İnsan Kaynakları Yönetimi” anketine göre yöneticilerin sadece %2’si çalışanlarına yaptıkları işlerle ilgili geri bildirim veriyor. Birebir geri bildirimdense performans değerlendirmeleri işverenler tarafından daha çok tercih ediliyor; fakat bu durum çalışan bireylerin verimliliğini düşürüyor. Haftada en az bir kere birebir geri bildirim vermek ve aynı zamanda çalışanlarına karşı dürüst ve açık olmak liderleri başarılı kılıyor.
Tutarlı iş planları yapıyor.
Çalışma stillerinde, programlarında, zamanlamalarında ve beklentilerinde tutarlı olan bir lider çalışanları tarafından daha çok seviliyor. Bu durum aynı zamanda bir motivasyon kaynağı çünkü nereye ne zaman gideceğini, neyi nasıl yapması gerektiğini bilen çalışanlar, doğru yönlendirilmeyen iş arkadaşlarına göre çok daha verimli çalışıyor. Bu durumun karşılıklı olduğunu görmek de liderler için paha biçilemez.
Günümüzün iş dünyasındaki ilişki dinamikleri sürekli değişkenlik gösterirken, bu beş metotu izleyen liderlerin çalışanlarıyla olan ilişkileri çok daha sağlıklı ve kuvvetli oluyor. Bir lider olarak yapılması gerekenler aslında çok basit!
Sidney Finkelstein; What Amazing Bosses Do Differently? https://hbr.org/2015/11/what-amazing-bosses-do-differently