İNSAN KAYNAKLARININ GELECEĞİ: HUMAN DESIGN
İNSAN KAYNAKLARININ GELECEĞİ: HUMAN DESIGN
10 January 2023

Kişilerin kendi eşsiz yeteneklerini keşfederek potansiyellerinin en üst noktasına ulaştıran Human Design sayesinde, kariyer tercihi, karar alma, iş ilişkileri, zorluklarla başa çıkma gibi pek çok konuda doğru seçim yapılabiliyor.

Delphin Mind Kurucusu, zihin mimarı, “Seyir” isimli kitabın yazarı, tüm dünyada geçerli “Living Your Design” sertifikası sahibi Human Design eğitmeni ve analisti Piraye Erdoğan ile insan kaynaklarının geleceği sayılan Human Design’i konuştuk.

Röportaj: Aygen Ecevit

Human Design’i nasıl açıklarsınız? Human Design genetik, astroloji, psikoloji gibi bilimleri nasıl birleştiriyor?

Human Design, kişinin benzersiz tasarımını, diğer bir deyişle yaradılışını çözümleyen ve yaşamaya geldiği tasarımı bilip onu yaşayarak kendini gerçekleştirmesini sağlayan bir sistemdir. İçeriğine ve işleyiş mantığına bakıldığında, i-ching, yaşam ağacı, kabbalah gibi kadim bilimlerin yanı sıra genetik bilimi, astronomi gibi modern bilimlerin bir sentezi olarak tanımlanabilir. Human Design, aslında kişiye genetik çözümlemesini anlaşılır bir dille sunarak, ona kendi kullanım kılavuzunu verir.

İlk kez 1987 yılında Ra Uru Hu tarafından ortaya konan Human Design, iş dünyasında son yıllarda yükselişte olan bir kavram. Bu yükselişi ve Human Design ile insan kaynakları arasındaki ilişkiyi nasıl anlatırsınız?

İnsan kaynaklarının ana hedefini özetlersek; işe uygun insan ve insana uygun iş derdim. Zira ancak böylelikle hem çalışanın başarı ve tatmini en üst seviyeye çıkartılabilir hem de şirketin verimliliği arttırabilir. Human Design, kişilerin kendi özel tasarımının özelliklerini ve yetilerini bilmesini, verimini arttıracak ve en ‘doğru’ iş kararlarını verebilmesini sağlayacak işleyiş biçimini sunar. Ayrıca ekiplerdeki kişilerin arasındaki tasarımsal alışverişin nasıl olduğunu ortaya koyarak, ilişkilerinin kalitesini de maksimize edebilir. Bu durum, ekibin iç işleyişi ve kurumun başarısı açısından oldukça önemlidir.

Human Design’ı ilk keşfettiğinizde iş yaşamınıza nasıl katkıları oldu?

Kendi işleyişimi öğrenmek ve tasarımıma uygun yaşayabilmek, bütünde en iyi yapabildiğim şeye kendimi yönlendirebilmemi ve o yönde hedeflerime doğru işleyiş ve kararlarla ulaşmamı sağladı. Hala da sağlamaya devam ediyor. Hem iş hem de özel yaşamımda direnç yaşamadan, karşıma çıkan zorlukları Human Design aracılığıyla en doğru seçimlerle aşarak hem iş hem de özel yaşamımda başarıyı, tatmini yaşayabiliyorum.

Human Design’ın odaklarından biri de kendini gerçekleştirme. Bu sistem, çalışanların hem yeteneklerini fark ederek hem de yetersizlikleriyle barışarak ait oldukları kariyer alanını bulmalarını sağlıyor diyebilir miyiz? Şimdiye kadar ele aldığınız vakalarda gözlemlediğiniz faydalar neler?

Kesinlikle evet. Gözlemlediğim en önemli fark; kişinin olduğunu zannettiği kişi değil, asıl olduğu hali yani gerçeği ile tanışması sonucu farklılığını kavraması ve bu farklılığı yaşama sunduğunda başarı ile tatminin nasıl kaçınılmaz olduğunu görmeye başlaması.

Human Design kapsamındaki terimlerden “kanal” ve “otorite”; iş hayatında nelere karşılık geliyor? Bu kanal ve otoritelere karşı ne yönde hareket etmeliyiz?

Kanal denilen, kişiye özel enerjisel yapı sayesinde ortaya çıkan onun güçlü olan yönleridir. Bu güçlü yönler, kişiye özgü yetilerin bir araya gelmesi ile oluşuyor.

İçsel otorite ise karar alma stratejisidir. Karar alma stratejisinin işaret ettiği yönde ve zamanda, güçlü yönleri ortaya koyabilmek; kişilerin, benzersizliklerine bağlı olarak maksimum verimlilikle işlemesini sağlıyor.

Human Design kapsamında belirtilen, Jeneratör, Projektör, Manifestör ve Reflektör kişilik tiplerini nasıl özetlersiniz? Kişilik tipini yeni keşfeden ve hayatlarında değişiklikler yapmak isteyen insanların en çok nelere dikkat etmesi gerekiyor?

Bahsettikleriniz, Human Design’ın özel yaşam kullanımında geçerli olan araç tiplerinin isimleridir. İş yaşamında ise bu isimler değişiyor. Bu alanda kariyer tipleri, “Builder”, “Advisor”, “Innovator”, “Evaluator” olarak isimlendiriliyor. Kariyer tipleriniz iş yaşamınızda kim olduğunuzu, işleyiş olarak bütün içindeki yerinizi bilmenizi ve verimliliğinizi arttırmanızı sağlayacak verileri barındırıyor.

Kurucusu olduğunuz Delphin Mind’ın ekibi ile hem bireysel hem grup çalışmaları düzenliyorsunuz. Bu çalışmaların temel aşamaları ve birbirlerinden farkları nelerdir?

Benim ana işim; kişinin dönüşüm yolculuğu. Dönüşümden kastım, onu yöneten zihninin etkisi ile oluşmuş, sürekli tekrar eden, tıkanık bir yaşamda zorlukla ilerlemeye çalışan bir sahte kimlikten özgürleşerek gerçeğini yaşayabilmesi, olmaya geldiği kişi haliyle yaşamaya başlayabilmesi. Bunun için öncelikli olarak kendi özgün dönüşüm metodolojimden hareketle yazdığım, Kendine Özgürleşmek adlı 4 günlük kursum var. Bu kurs kişinin dönüşümünü inanılmaz bir keskinlikle gerçekleştirmesini sağlıyor ve bu dönüşümü sürekli kılması adına da gerekli araçlarla donatıyor. Kursun en önemli iki özelliği, gerçek bir insan gibi yaşamanın bilgisini vermenin yanında nasıl yapılabileceğini de anlatabilmesi ve etkisinin sürdürülebilirliğinin olması. Hatta gururla söyleyebilirim ki; bu program sürdürülebilirliği sayesinde Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü (UNITAR) tarafından onaylandı. Programım bu doğrultuda dünya çapında artık Yönetici ve Liderler için Uluslararası Eğitim Merkezi Cifal İstanbul’un desteği ve onayıyla gerçekleştirilecek. 2020’de BM sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda programımızı Türkiye dışında önce İngiltere olmak üzere bazı diğer ülkelerde de sunacağız.

Dönüşüme destek olan iki farklı araca dair hizmetleri de çatımız altında sunuyoruz. Biri nefes, diğeri ise Human Design. Her iki konu ile ilgili hem bireysel hem de grup eğitimlerimiz mevcut. Ben ayrıca danışanlarımla bireysel olarak, onları sabote eden zihin içeriklerinden özgürleşmeleri ve zihinlerini yeniden arzuladıkları deneyimleri yaşayabilecekleri şekilde düzenlemeleri konularında da, tasarımımın bana verdiği yeti ve geliştirdiğim metodlarla çalışıyorum. Bu hizmetime zihin koçluğu adını verdim.

Özgür Zihin ile İş-lemek adlı çalışmanızda özel dikim zihin ve nefes çalışmaları bulunuyor. Assembly ev sahipliğinde 21 Ocak’ta bu konu ile ilgili konuşmanızı dinledik. Özgür Zihin ile İş-lemek’in içerine dair biraz daha fazla bilgi verebilir misiniz?

Özgür Zihin ile İş-lemek, benim ‘Kendine Özgürleşmek’ programımın kurumsal yaşama uyarlanmış versiyonu diyebiliriz. Kurumun tercihine göre nefes çalışmaları ile veya nefes çalışmaları olmadan sunabildiğimiz 2 günlük bir programı içeriyor. Hedefi; katılan çalışanların dönüşümlerini başlatarak, bu dönüşümün işlerine yansımasına önayak olmak.

Zihin dönüşümünü sürekli kılabilecek, nefes dışındaki araçlar nelerdir?

Nefes bu araçlardan biri, evet. Dönüşüm yolculuğunu sürekli kılmanın en önemli gerekliliklerinden biri ise yüksek enerji ve farkındalık. Nefes alabilmek bu iki alanda da gerçekten inanılmaz destek sağlıyor. Bunun yanında sunduğu fiziksel ve duygusal yani mental detoks ile de zihnin yeniden yapılandırılması için hızlı alan yaratıyor. Dolayısıyla benim için işimde benzersiz bir araç oluyor. Human Design da benim için öyle.

Diğer araçlar ise benim kendi geliştirdiğim programın mantığı doğrultusunda kişiyi özgürleşme yolculuğunda destekleyen zihin koçluğu çalışmaları.

Seyir isimli kitabınızda Mina karakterinin dönüşümünü ele alıyorsunuz. Kitabınız ile Human Design’i nasıl ilişkilendirebiliriz?

Kitabımda Human Design ile ilgili ufak dokunuşlar var. Kitabımda olan, insanı araç ve yolcu olmak üzere iki parça olarak düşünme, tasarım fikri, zihinden bağımsız işleyebilme ve kendini gerçekleştirme konuları Human Design’ın da hep dayandığı temel prensipler. Ancak bu kitabın içeriği genelinde benim kendi programıma dayanıyor.

Human Design’ı direkt bir hikayede işleme gayretim ise ikinci kitabımda olacak. Kafamda yavaş yavaş şekilleniyor.
https://www.instagram.com/delphinpiraye/

https://www.delphinpiraye.com/main.html