Geçtiğimiz ay Assembly Buildings sponsorluğunda Silivri Klassis Golf Kulübü’nde düzenlenen golf turnuvasının ardından kulübün kaptanı Sedat Devrim ile Türkiye’de golf sporu ve golf ile iş dünyası ile arasındaki benzerlikler üzerine konuştuk.
Röportaj: Aybüke Beren Kiraz
Golf tutkunuz ne zaman başladı? Ne zamandan beri Klassis Golf Kulübü’nün kaptanlığını yapıyorsunuz?
Golf oynamaya 2014 yılında başladım. Klassis Golf Kulübü’nde her iki yılda bir görev değişikliği olur. 2019 Şubat ayından bu yana iki yıl için kaptanlığa getirildim.
Klassis Golf Kulübü bünyesinde nasıl organizasyonlar düzenleniyor? Sizin bu turnuvalardaki başarılarınızı öğrenebilir miyiz?
Kulübümüz yıl içinde pek çok turnuva düzenlediği gibi bir taraftan da diğer kulüplerle çeşitli müsabakalar yapıyor. Turnuvalara birkaç örnek kulüp şampiyonası, kulüp oyuncularının birbiri ile karşılaştığı tekler ve çiftler trofeleri, Cumhuriyet kupası gibi karşılaşmalar verilebilir. Aynı zamanda diğer kulüplerle İstanbul Challenge maçları, İstanbul dışındaki kulüplerle de karşılıklı seyahatlerle gerçekleşen matchplay organizasyonları düzenliyoruz. Tüm bu faaliyetler yılın yaklaşık 45-50 haftası golf sahalarında olmamızı sağlıyor.
Başarılara gelince, bu faaliyetlerde hazır bulunmak bile belki başarı sayılabilir, öte yandan pek çok turnuva ve maçta çeşitli derecelerim bulunuyor elbette.
Golf Türkiye’de ne kadar ilgi görüyor?
Kulübümüz hocaları bir taraftan üyelerimize eğitim verirken, diğer taraftan da minik oyunculardan geleceğin golfçülerini yetiştirmek için çalışıyorlar. Halihazırda çevre okullardan ve Silivri’den elli kadar minik oyuncumuz var, bu sayıyı kontrollü olarak arttırma ve 100’e çıkarma hedefimiz var.
Genel olarak pahalı bir spor gibi algılanması ve yaşlılıkta oynanacak bir oyun gibi görülmesi belki de ilgiyi biraz azaltıyor. Ancak makul maliyetlerle golf oynamak mümkün, kulübümüzde bunun örnekleri mevcut. Aslında yüksek konsantrasyon ve kondisyon isteyen bir spor, her yaştan kadın ve erkek sporcuyu kendine bağlayabiliyor.
Gelelim iş dünyasına… Sizce yöneticiler golf sporundan neler öğrenebilir? Bir ekip yönetmek ile golf oynamak arasında nasıl paralellikler var?
Aslında golf hayatın ta kendisi. Bir kişiyi tanımak isterseniz onunla golf oynayın dersek çok abartmış olmayız. Oyuna başladığınız her çukur ve bu çukurun her bir vuruş noktası size farklı tecrübeler ve sürprizler yaşatabiliyor. Yerde sabit duran bir top ve sizin elinizde vuruşa uygun bir sopa var; siz de sabitsiniz ancak her vuruşunuz farklı bir netice veriyor. Rüzgar, zeminin sertliği, havadaki nem ve yağmur gibi koşullar sizin vuruşlarınızda etkili oluyor. Bütün bu değişkenleri göz önüne alarak çok kısa sürede yapabileceğiniz en iyi vuruşu yapmaya çalışıyorsunuz, fiziksel ve zihinsel kondisyonunuzu 18 çukur boyunca yaklaşık
4-5 saat süren oyunda üst düzeyde tutmaya çalışıyorsunuz. Bir ekip yönetmek de aslında buna benziyor. Hızlı karar verme, sonuçlarına göre gereken güncellemeleri yapma ve iyi bir stratejiyle yola devam etme… Bunları gerçekleştirirken birlikte olacağınız insanları seçme ve onları gözlemleme de paralellikler arasında sayılabilir.
Sizce Türkiye’de Golf sporunu yaygınlaştırmak adına nasıl çalışmalar yapılabilir?
Sahaların çoğalması ve yerel yönetimlerin ilgisinin artması faydalı olacaktır; örneğin Silivri Belediyesi kulübümüze destek veriyor. Kulüp yöneticilerinin ve oyuncularında yeni başlayanları kucaklaması, onları cesaretlendirerek desteklemesi gerekiyor.
Hayatınızda başka bir sporla uğraştınız mı? Golf sporu dışında sporculara önereceğiniz başka spor dalları var mı?
Su altı sporları ve yat yarışları ile uzun zaman ilgilendim, ancak golf 20 yıllık yelken yarışçılığımı bıraktırdı.
Öncelikle hangi sporu yaparlarsa yapsınlar bunun bir oyun olduğunu unutmamaları ve centilmen birer sporcu olmalarını tavsiye ederim. Tabi yüzme ve yelken ilk tavsiyelerim olacaktır.
Assembly’nin Klassis Golf Turnuvası için hazırladığı Lounge’u nasıl buldunuz?
Oldukça sade ve kullanışlı bir ortam hazırlanmıştı, bize verdiği destek ve gösterdiği yakın ilgiden dolayı Assembly ekibine çok teşekkür ederim.
